Altın Çağları Kısa Süren Ancak Etkisi Asla Bitmeyen Bir Müzik Tarzı: Grunge
Grunge, çoğu zaman geniş kitleler tarafından yalnızca "Smells Like Teen Spirit", bunalım hırkası ve pek tabii Kurt Cobain ile anılıyor olsa da hiçbir zaman sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. Bir müzik türünün ötesinde başlı başına bir yaşam tarzı ve bir kültür olan grunge, her zaman hassasiyeti, hüznü, depresyonu ve tüm bunların sonucunda gerçekleşen talihsiz olayları da tarihi boyunca beraberinde getiriyor. Bu efsane müzik türünü merak ediyorsan grunge hakkında kapsamlı bir içerik seni bekliyor.
Bunalımdan Beslenen Karmaşık Bir Müzik Türü Doğuyor
80'lerin o çılgın, aşırı renkli, kaotik synth, disko, pop müzik ve yaşam tarzı giderek daha silik bir hâl alırken yerini daha özensiz, resesif ve karanlık müzik türlerine ve akımlara bırakıyordu. 90'lı yıllara en hafif tabiriyle damgasını vuran Metallica ve benzer tarzlardaki daha pek çok müzik grubu, artık en az pop müzik kadar rock ve metal müziğin de dinlendiğini kanıtlıyordu. İzleyici sayısı, on binlere hatta yüz binlere ulaşan rock ve metal konserleri, giderek artan rock ve metal barlar, bu müzik türlerine adeta altın çağını yaşatıyordu.
İşte böyle bir atmosferin içinde, Seattle'dan çıkan grunge, yaratıcısı Kurt Cobain'in hayatına ve hayranlarına bakıldığında neden ortaya çıktığını da özetliyordu. Tek tipleşen ve giderek daha steril, planlı bir hâl alan düzene ayak uyduramayanlar, içinde bulundukları bu çıkmazı ve depresyonu adeta grunge aracılığıyla dile getiriyorlardı. Bu nedenle grunge müzik tarzının en önemli temaları; bunalım, çaresizlik hissi, hüzün ve öfke gibi karanlık detaylardan oluşuyordu. Hem görüntü hem müzik hem de yaşam açısından düzensiz bir imaj çizen bu tarz, "Grunge ne demek?" sorusunun cevabında; kelime anlamında da yeterince açık şekilde ortaya çıkıyor. "Kirlilik, pislik, dağınıklık" anlamları taşıyan grunge, içerisinde rock, punk ve heavy metal gibi sert müziklerden esintiler barındırıyor.
Tüm Dünyayı Saran Grunge Çılgınlığı
Dünya genelinde grunge, çoğunlukla Nirvana ve "Smells Like Teen Spirit" ile biliniyor olsa da tıpkı Nirvana gibi aynı yerden; Seattle'dan ve aynı dönemden 80'lerin sonundan gelen pek çok grunge grubu bulunuyor. Bu müzik türünün ve kültürün yaratıcıları oldukları için Kurt Cobain ve Nirvana grubunun her zaman yeri ayrı olsa da Pearl Jam, Alice In Chains ve Soundgarden gibi gruplar, özellikle 90'ların başında tüm dünyada yaygın olarak biliniyor ve dinleniyorlardı. Nirvana dahil kazandıkları aşırı popülarite, onları karşı durdukları sistemin tam da ortasına almış, MTV başta olmak üzere tüm müzik kanalları aracılığıyla bütün dünyayı kasıp kavuruyordu. Ekoseli gömleklerle, kirli jean pantolonlarla ve ilerleyen yıllarda "bunalım hırkası" olarak anılacak eskimiş hırkalarıyla grunge idollerini taklit eden milyonlarca kişi, bu müzik türünü artık bir yaşam tarzına, bir kültüre ve bir akıma dönüştürüyordu.
Tüm bu hengame içinde sadece grunge müzik camiasını ve dinleyicilerini değil; dünyayı şoka uğratan bir gelişme yaşanıyor; Kurt Cobain zirvede olduğu dönemde intihar ederek adeta grunge müzikte bir kırılma noktasına sebep oluyordu. Neredeyse kendisiyle yarattığı ve yükselen müzik akımı, yine kendisiyle büyük bir darbe alıyordu. Karşı olduğu, içinde yer almak istemediği düzenin adım adım merkezine sürüklenen Cobain'in ölümüyle birlikte grunge bir daha asla eskisi kadar popüler hâle gelemiyor, yalnızca sadık dinleyici kitlesiyle yoluna devam etmek zorunda kalıyordu. İnişli çıkışlı grunge tarihi, 30 yılı aşan geçmişinde bu tarz talihsiz başka olaylara da tanıklık edecekti. Tıpkı Alice In Chain'in solisti Layne Staley'nin ölümü gibi.
Kurt Cobain ve Nirvana'nın Ardından Grunge
Grunge rock, Cobain'in ölümü ile birlikte büyük darbe almış olsa da tüm dünyadan oldukça kalabalık ve sadık bir dinleyici kitlesiyle yoluna devam etti, ediyor. Mudhoney, The Melvins, Stone Temple Pilots gibi uzun aralıklarla da olsa albüm çıkarmayı ve konser vermeyi sürdüren bu grunge tarzı gruplar arasında en çok dikkati çekenlerden birini ise Hole grubu oluşturuyor. Grubun vokalisti, aynı zamanda Kurt Cobain'in eşi Courtney Love olmasının yanı sıra Hole grubu, kadın ağırlıklı ilk grunge grubu olarak da biliniyor. Ek olarak Nirvana'nın davulcusu tarafından kurulan Foo Fighters da yine grunge ve post grunge müzik tarzlarında üretim yapmaya devam eden gruplar arasında bulunuyor.
Fazlasıyla gürültülü bir müzik türü olsa da duygu dolu hassas sözleri ile ters köşe yapan grunge akımının milyonlar tarafından dinlenen efsane parçalarından bazıları;
Nirvana'dan "Come As You Are", "Heart Shaped Box", "Lithium", "Polly", "Something In The Way" ve tabii ki "Smells Like Teen Spirit",
Pearl Jam grubunun "Jeremy", "Black", "Alive" ve "Even Flow" parçaları,
Alice In Chains'den "Man In The Box" ve "Rooster".
Grunge'ın etkileri yalnızca müzikle sınırlı kalmıyor; özellikle 90'ların başında giyimden aksesuara, edebiyattan sinemaya birbirinden farklı alanlara da yayılıyor. Converse ayakkabı, yırtık jean pantolon, bol kazak, hırka, ekoseli gömlek, uzun saç ve kalın bilekliklerin tabiri caizse patladığı o yılların sinemadaki temsilcileri: Transpotting, Singles ve Kids sayılırken edebi açısından Chuck Palahniuk, Neal Cassady ve Philippe Djian da yine bu tarz dahilinde değerlendiriliyor.
- slide 1
- slide 2
- slide 3